Dünya çağında büyük bir ilgi toplayan Harry Potter serisi, kitap olarak elde ettiği muvaffakiyetin akabinde sinemalarıyla da tanınan kültürün en büyük kesimlerinden biri haline geldi. Koca bir jenerasyonun 10 yıllık bir mühlet boyunca yayınlanan serinin 8 sineması ile büyüdüğünü söyleyebiliriz. Şimdiyse büyümelerini seyrettiğimiz takım, Return to Hogwarts programıyla seyircilerin karşısına bir kere daha çıkıyor.
Yeni yılın birinci gününde HBO Max’te yayınlanan program, hayranları tekrar çocukluk yıllarına götürdü. Belgesel – talk show tadında olan Return to Hogwarts, serinin 20. yılını kutlamak için oyuncu grubu yine bir ortaya getirdi. Bu ortada seri hakkında bilinmeyen kimi gerçekler de ortaya çıktı. Bu haberimizde de en koyu Harry Potter hayranlarının bile gözden kaçırmış olabileceği bilgileri derledik…
Emma Watson, Tom Felton’a aşıktı:
Üçlü takımın kitap kurdu ve parlak zihinli üyesi Hermione Granger’ı canlandıran Emma Watson, serinin uzun bir mühlet ‘kötü’ karakteri olarak kalan Draco Malfoy’u canlandıran Tom Felton’a bir müddet aşık olduğunu paylaştı. Watson, özel bir fotoğraf dersinde ‘Tanrı’nın nasıl göründüğünü hayal etmeleri’ istendiğinde Felton’un ‘şapkasını zıt takmış kaykaylı bir kız’ çizdiğini ve o andan sonra aşık olduğunu belirtiyor. Watson’ın uzun bir müddet bu hisleri olmasına rağmen ortalarında bir şey yaşanmadığı açıklandı.
Daniel Radcliffe’in keşif öyküsü:
Harry Potter serisinin birinci iki sinemasının direktörlüğünü yapan Chris Colombus, uzun bir mühlet başrol karakterini canlandıracak uygun bir oyuncu bulamadığını belirtiyor. O devirde 10 yaşında olan Daniel Radcliffe ise BBC’de yayınlanan David Copperfield isimli mini-dizide başrolü canlandırıyordu. Harry Potter rolü için Radcliffe’in kusursuz olduğuna karar kılan Colombus, çalışmalara koyuldu. Öte yandan 10 yaşındaki oyuncunun ailesi Radcliffe’in en az yedi sinema sürecek bir seriye dahil olmasını istemiyordu. Çekimlerin ABD’de yapılma mümkünlüğü da aile için pek cazip gelmiyordu. Fakat o denli ya da bu türlü Daniel Radcliffe, Harry Potter olmayı başardı.
Draco’nun babası, Draco’nun babası olmayabilirdi:
Başından itibaren serinin berbat karakterlerinden biri olarak karşımıza çıkan Lucius Malfoy, elbet ki seride ayrılmaz bir yere sahip. Lakin Draco Malfoy’un babasını canlandıran Jason Isaacs, aslında kendisinin bu rol için aday olmadığını belirtiyor. Asıl olarak serinin ikinci sinemasında yer alan ‘sahtekar ünlü’ profesör Gilderoy Lochart karakteri için denemelere katılan Isaacs, kendisine Lucius Malfoy repliklerini okuması söylendiğinde bir epey bozulduğunu belirtiyor. ‘Keyifsiz’ ve ‘siniri bozuk’ bir formda Lucius Malfoy repliklerini okuduğundaysa rol için mükemmel olduğuna karar verilmiş. Aslında Draco’nun babası karakterinde diğer bir oyuncuyu hayal etmek de oldukça güç.
Anka kuşunu gerçek sanan Dumbledore…
Harry Potter ve Sırlar Odası sinemasında en çok akıllara kazınan sahnelerden biri de Harry Potter ve anka kuşu Fawkes ortasında geçiyor. Dumbledore’un kendi kuşu olarak baktığı Fawkes, sinema için dekor takımları tarafından özel olarak hazırlanmıştı. Fakat imal takımından elde edilen bilgilere nazaran serinin birinci iki filminde Dumbledore karakterini canlandıran Richard Harris, kuşun ‘gerçek’ olduğuna inanıyordu. Elbette Harris ‘anka kuşu’ olduğunu düşünmüyordu lakin hayli uysal gerçek bir kuş tipi olduğuna inanıyordu. Kendisinin Fawkes’ın gerçek olmadığını çözüp çözemediğiyse hala gizemini koruyor.
Hogwarts alev alev:
Hogwarts deyince birçok kişinin aklında beliren birinci imgelerden birisi de tavandan sarkan mumlar ve o salona açılan kapılar. Pekala, o mumların gerçek olduğunu biliyor muydunuz? Daniel Radcliffe, serinin dördüncü filmi Ateş Kadehi’nde gerçek mumların kullanıldığını, fakat daha sonra eridiklerini ve asılı oldukları ipleri yakıp yere düşmeye başladıklarını açıkladı.
Bu bilgiler ortasında sizin daha evvel bilmedikleriniz var mıydı? Yoksa fanatik bir Harry Potter hayranı olarak hepsini zati biliyor muydunuz? Burada olmayıp da sizin bildiğiniz bilgiler var mı? Yorumlar kısmında fikirlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
